26 Nisan 2013 Cuma

Doğru bilinen yanlışlar


Cilt tipinize uygun doğru ürünlerle yapacağınız bakım ne kadar yararlıysa, kulaktan dolma bilgilerle uygulanan yanlış bakımlar da bir o kadar zararlı. İşte cilt bakımının doğru bilinen yanlışları…


Daha güzel ve sağlıklı bir cilde sahip olmayı herkes ister. Hangi bakım ürün ve şeklini, hangi markayı ya da uzman hekimi tercih etmemiz gerektiği konusunda sürekli tereddütler yaşar, bazen de tüm bu soruları bir kenara itip, kulaktan dolma cilt bakımı bilgilerini uygulamaktan kendimizi alamayız. 
Aslında sağlıklı bir cilt bakımı için yapılacaklar son derece basit; doğru bir uzman hekime danışmak, cilt tipimizi tespit etmek ve doğru ürünleri kullanmak. Temizliğini ihmal etmemek birinci kural, makyaj silmeden uyumamak ve nemlendirmek de ikinci… Gelgelelim bunları uygulamak yerine gerçek payı olmayan birçok yanlış bakım metoduna bel bağlıyoruz. Cildimizi koruyalım derken uyguladığımız yanlış bakım ve ürünlerle daha çok deforme ediyoruz. İşte cilt bakımının uzak durulması gereken en popüler doğru bilinen yanlışları…

Cildi her gün temizlemek yıpratır: Cilt; gün içerisinde sürekli havayla temas eden, dolayısıyla mikrop ve bakterilere,kirlenme, yağlanma ve kurumaya maruz kalan bir yapı. Aynı ellerimiz gibi, her gün yıkamak ve temizlemek de zararlı değil son derece yararlı. Cildi temizlemek hava almasına ve dengesini korumasına yardımcı olur. Cildinizi düzenli temizlerseniz daha sağlıklı bir cilde sahip olursunuz.

Hep aynı ürünü kullanmak yanlıştır: Nedense üstüste birkaç yıl aynı ürünü kullanmak,ürünün cilde etkisini azaltır gibi bir inanış benimsenir. Uzmanlar tam tersine ürün değiştirmenin cildin sadece deforme olmasına neden olduğunu söylüyor.Cilt alıştığı ürüne daha çabuk ve daha çok yanıt veriyor.

Sabun cildi kurutur: Bu aslında cilt tipine göre değişiklik gösteren bir durum ve gerçeği yansıtmıyor. Birçok güzellik uzmanı yalnızca sabun kullanıyor. Sabun cildi kurutmadığı gibi hava kirliliğinden de koruyor. Ancak sabun kullanmak için cilt tipinize uygun doğru ürünleri tercih etmeniz gerekiyor.

Cilt temizliği için su yeterli:Su, temizliğin en önemli parçası ama yeterli değil. Yüzünüzü suyla yıkamanızda sorun yok. Sorun, cildinizin pH seviyesinin 5.5 olması. Bu oran, oturduğunuz bölgeye ve kullandığınız suyun sertliğine göre, 9.5’e kadar çıkabiliyor. Toniklerse cildinizin asit seviyesini normale döndürüp, dengeyi sağlar.

Yüz ve göz temizliği için aynı ürünü kullanabilirim: Çoğumuz zaman azlığından aynı ürünle yüzü ve gözleri temizleyerek bir an önce bu işlemden kurtulmak ister. Hassas ciltler için özel olarak üretilen ürünlerde her iki bölge için aynı ürün kullanılması ihtimali olabilir ama uzmanların tavsiyesi mutlaka göz ve yüzü ayrı ürünle ve mutlaka ayrı pamuklarla temizlemek. Göz çevrelerinin çok hassas bölgeler olduklarını asla unutmamak gerekiyor.

Çocuklar için üretilen ürünlerden rahatlıkla kullanabilirim:Bir yanlış bilgi daha. Yetişkinlerin cilt pH’ıyla çocuk ve bebeklerin pH oranı oldukça farklı. Bebeklere iyi gelen ürün sağlıklıdır anlayışı,cilt konusunda yetişkinlikler için geçerli değil. Yetişkin insanda üst tabaka epidermisin pH değeri 5.5 ancak yenidoğan bebeklerin pH değeri nötr.



Yaz ve kış aynı bakımı uygulamak yeterli: Bazı ciltler yaz ve kış döngülerinde farklı ürünler kullanma ihtiyacı duyar. Örneğin karma bir cilt kışın kuruyabilirken yaza doğru yağlanma eğilimine geçer. Cildin neme ihtiyacı var, özellikle kuru ciltlerin kış aylarında bu nemi tutabilmesi daha güçleştiği için ekstra ilgi göstermek gerekebilir.          
 
Ürünleri bol miktarda sürmek daha iyidir:Hayır çünkü cilt üründen belli miktar kabul eder, fazlası herhangi bir yarar sağlamaz. Dolayısıyla ürünü yüzünüze bulamanın ekstra bir etkisi olmaz. Tarif edilen miktar ve ölçekte uygulamaya özen gösterin.

Yağlı ciltler için sadece yıkamak yeterli, kreme gerek yok:  Her cilt tipinin nemlendiriciye ihtiyacı vardır. Yağlı ciltler de kendi cilt tiplerine uygun ürünleri tercih etmek zorundalar.  Önemli olan doğru temizleyiciyi ve kremi bulabilmek.

Ucu beyaz sivilceler sıkılmalıdır: Üzerine çok fazla tartışma yürütülen bu konuda uzmanlar sivilcelere asla dokunulmaması konusunda ısrarcı. Hiçbir sivilce sıkılmamalı, kurutucu ürün kullanılarak ve sık temizlenerek sivilcenin kendiliğinden sönmesi beklenmeli.Sivilce sıkmak demek siyah noktaları da davet etmek anlamına geliyor, çünkü sıktığınız sivilcenin yeri açılmış oluyor. Cildin kirlenmesi sonucunda da bu yer siyah noktaya dönüşüyor ve sıkıldıkça bu döngü yeniden başlıyor.

Gece cildim nefes alsın: Geceleri cildin kendini yenilemesi için en uygun zaman. Bu zamandan faydalanmak daha doğru bir karar. Yaşlanma karşıtı bakımları tam tersine gece kullanmak daha yararlı. Bakım kremleri cildin nefes almasına engel olmaz, aksine yardımcı olur.

Gece kremim, gündüz kremimden daha yoğun olmalı: Bu, yaşa ve kişisel cilt tipine göre değişir. Sıkılaştırıcı ya da yaşlanmayı geciktirici anti-aging ürünlerin yoğun gece kremleri, mutlaka belli bir yaştan sonra kullanılmalı. 30 yaş öncesinde geceleri yoğun olmayan krem tercih edilebilir.  
 
Leke açıcılarla lekelerimden kurtulabilirim:Cilde uygulanan bitkilere cildin ihtiyacı olmayabilir. Örneğin leke açıcı olarak cilde sirke, yoğurt ve bir takım asitlerin hekim kontrolü olmadan kullanılması ve cildin güneşten iyi bir şekilde korunmaması, tersine lekelenmelerin artmasına yol açabilir. 

Cilt bakım merkezine gitmek sorunumu çözer:
Cilt bakımlarının deneyimsiz merkezlere yaptırılması da akne ve lekelenme gibi bir takım yan etkilere neden olabiliyor. Güzellik merkezlerinde hekim kontrolü altında olmadan yapılan cilt bakımlarında cilt yapısı ve özellikleri hekim kadar iyi bilinmediğinden bakım sonrası sivilcelenme, ciltte lekelenme, kullanılan ürünlere karşı reaksiyonlar gelişebiliyor.






Hiç yorum yok: