28 Mart 2013 Perşembe

Nasılsa kökü sende


Eskilerin 'kökü sende uzar' demeleri boşuna değil. Uyuyan köklerini yeniden uyandırarak saç dökülmesine son vermek, yeniden sağlıklı saçlara kavuşmak mümkün.



Mevsim dönümleri, stres, saç boyaları derken saçlarımız dökülmeye ve bizi yavaş yavaş terk ederek tedirgin etmeye başladıysa önlem almanın tam zamanı. Kadın-erkek herkesin en kötü kabusları arasında kel kalmak mutlaka yer alır. Kadınlar hangi renge boyasa, hangi modeli kestirse doymadığı saçları olmadan adım atamaz, erkeklerse her ne kadar ‘kellik seksidir’ kalıplarına inanmak istese de, önemsemez görünse de içten içe kel kalmaktan korkar. Peki kıymetli saçlarımız neden bizi terk etmeye başlar? Saç dökülmesinin nedenleri nelerdir? Saçlarımızın endişe etmemiz gerektiği kadar dökülüp dökülmediğini nasıl anlarız? Günlük olarak bir kişinin yetmiş-seksen adet saçının dökülüyor olması normal karşılanıyor. Eğer bunun üzerinde bir dökülme seziyor, yastığınızda ya da kullandığınız tarakta yoğun saç dökülmesi görüyorsanız tehlike çanları çalmaya başlamış demektir.

En büyük neden genetik
Saç dökülmesi genelde iki farklı şekilde gerçekleşiyor. Bunlardan ilki ve en çok rastlananı erkek tipi dökülme olarak adlandırılıyor. Kadınlarda görülmediği sanılmasın; genetik olduğu düşünülen erkek tipi dökülme erkekler kadar şiddetli olmasa da kadınlarda da mevcut. Erkek tipi saç dökülmesinin nedeni ise testosteron hormonu. Genetik yatkınlık varsa testosteron hormonu saç köküne baskı uygulamaya başlıyor ve kökleri küçülterek faaliyetlerini durduruyor. Saç kökleri saç üretemez hale geliyor ve döküldükten sonra kendisini bir daha yenileyemiyor. Kadınlarda ise yumurtalık kisti, doğum kontrol hapı kullanımı gibi durumlar etkili olabiliyor. Ergenlik döneminden sonra başlayan saç dökülmesi hem kadınlarda hem erkeklerde hormonlara ve genetiğe bağlı olarak hız kazanıyor. Kadınlarda östrojen hormonu koruyucu bir görev üstlenerek erkek tipi saç dökülmesine genç yaşlarda engel olmayı başarıyor ancak özellikle menopoz dönemlerinden sonra bu etki azalarak yerini dökülmeye bırakıyor.

Mevsimsel dökülmeler
Genetik kaynaklı erkek tipi saç dökülmesinin dışında stres ve mevsim değişimleri gibi farklı ve değişken nedenlere bağlı dökülmeler ise ikinci tip dökülmeleri oluşturuyorlar. Her saçın kendisine göre bir yaşam ömrü var, yani bizim gibi uzayıp büyüdükten sonra yaşlanarak dökülme sürecine giriyorlar. Dökülme dönemine giren saç, üç ay kadar sonra dökülüyor. Bu tip dökülmelerde endişe etmek ya da tedaviye gerek duymak gerekmiyor. Tabii dökülme oranı aşırıya kaçmadığı sürece. Belirli bir süre sonra saçlarınızın yenilendiğini ve yeniden uzadığını görmüyor, saçlarınızda açılmalar tespit ediyorsanız mutlaka bir uzman dermatoloğa başvurmanız gerekiyor. Dermatologlar çeşitli saç incelemeleri yaptıktan sonra sorunun kaynağını tespit ediyor. Saçlar hangi dönemde durakladı, hangi dönemde dökülmeye başladı hepsi tespit ediliyor. Saç derisinde bir rahatsızlık varsa bu hastalık saptanarak tedavisine başlanıyor. Saç dökülmesinin demir ve çinko eksikliği gibi beslenme sorunlarına da işaret ettiği durumlarda bir beslenme programı yapılıyor. Bu besinlerin vücuttaki oranı artırılarak saç köklerinin yeniden canlanmaları bekleniyor.

Doğum sonrası saç dökülmesi
Kadınların en sık karşılaştıkları sorunlardan biri de doğum sonrası yaşanan saç dökülmeleri. Hemen hemen her kadında görülen bu durum genelde doğumdan sonraki üçüncü ya da dördüncü ayda kendisini belli ediyor. Ekstra bir tedavi gerektirmeyen bu tip dökülme için uyarıcı losyonlar kullanmak yeterli. Uzmanlar bu losyonların bebek ve emzirme açısından da bir zararı bulunmadığını bildiriyor.


Tedavi mümkün
İyi ve doğru uygulanan tedaviyle saç dökülme sürecini tersine çevirmek mümkün. Saç kökünü korumak ve saç kökü hücrelerinin yeniden damarla buluşturup yeni saç gelişimini sağlamak ilk adım olarak öne çıkarken, uzmanlar moralin de bu konuda etkili olduğu konusunda uyarıyor. Stres saç dökülmelerinin çoğalmasında etkili rol oynuyor. Açık biçimde şunu ifade etmek herkesin yüreğine su serpecektir; dökülen saç yeniden çıkıyor. Çünkü hormonlar sebebiyle faaliyetleri duran saç kökleri ölmüyor, sadece uykuya dalıyor. Uyandırmak ve dökülme nedenlerine karşı önlem almak, saç köklerini yeniden canlandırarak saç üretimini başlatıyor. Tabii bunu sürekli kılacak tedavilere yönelmek şart. Doğal yöntemlerle tedaviye destek olmak da büyük önem taşıyor. Saç oluşumunda en önemli elementin çinko olduğu doğrulanıyor. Bu konuda tahıllar ön plana çıkıyor; özellikle fındık, ceviz ve üzüm gibi kuruyemişlerin tüketilmesi tavsiye ediliyor. Yulaf da yine çinko bakımından zengin gıdalar arasında. Yapılacak zeytinyağı maskeleri ise saç köklerini uyararak canlanmalarına yardımcı oluyor.

Saç dökülmesine son vermek için
Saç dökülme sebeplerini doğru tespit edin.
Erkek tipiyse saç köküne ulaşabilecek nano teknolojik; aktif bileşenlerle uygulanmış formüllerle hazırlanan bir losyon kullanın.
Ağızdan ilaç önerilerine kulak asmayın ve bu tip ilaçları kullanmayın.
Saç derisine sürülen etkili losyonlarla hücrelere ulaştıktan sonra mutlaka tedavide devamlılık sağlayın.
Saç tipinize uygun şampuan kullanın.
Saç uyarıcı kozmetik losyonlar ve kişisel bakım yeterli olmuyorsa mutlaka bir uzman dermatologdan yardım alın.
Sık fön çektirmekten, jöle ve sprey gibi ürünleri saç dibinize temas edecek şekilde sık kullanmaktan kaçının. Saçınızı kurutacak ürünler kullanmayın.
Haftada en az üç kez saç yıkayın.
Beslenme biçiminizi demir ve çinko oranınızı yükseltecek şekilde programlayın.
Zeytinyağı saç dökülmesinin en doğal önleyicisi. Saç diplerinize bol bol zeytinyağı kürleri uygulayın.
Saçlar uzadıkça dökülme oranları da artar. Saçınız dökülüyorsa kısa modellere yönelin.
Stresten uzak durun, saç dökülmelerinin büyük bir çoğunluğu strese bağlı gerçekleşiyor.
Doğru tipte kaliteli bir tarak kullanın. Saçlarınızı yumuşak hareketlerle yeterli zaman ayırarak tarayın.



Hiç yorum yok: