3 Temmuz 2013 Çarşamba

Bu cuma izinlisin!


Hafta sonları şehirde kimseyi bulmak mümkün değil, kimi ararsanız cevap hazır: “Long weekend şekerim”

Eskiden yıl boyu çalışır 15 gün izin alıp da doya doya tatil yapacağımız günlerin hayalini kurardık. Ya bu kutsal tatil bir hastalığa, kötü havaya ya da herhangi ters bir zamana denk gelirse endişesinden geceleri uyuyamaz olurduk. Artık devir değişti. Kimse bir yıl boyunca enerjisini tüketip 15 günde geri depolamaya çalışmıyor. Araştırmalar, uzmanlar sık ara vermenin verim artırmadaki yararından, sağlığa ne kadar iyi geldiğinden bahsediyor.


Uzun bir haftasonu ömre bedel
Artık uzun tatile çıkanlar pek kalmadı desek yalan olmaz. Herkesin diline pelesenk olan 'long weekend' terimi batılı ülkelerde sıkça kullanılan bir kavram; Türkçesi ise uzun haftasonu. Yani cuma ya da pazartesi gününü izin alarak ya da cuma iş çıkışı hemen yola koyularak bu kısa zamanı en verimli şekilde kullanıyor ve keyifli bir tatil fırsatı yaratıyorsunuz. Evet belki biraz yorucu görünebilir ama bir kez denerseniz müptelası olabileceğiniz bir enerji kazanımı söz konusu! İşe geri döndüğünüzde kendinizi işe gidip eve gelen biri olarak değil, enerjik, neşeli ve hayatı kaçırmayan biri olarak görmeye başlıyorsunuz. Yaşam akıp giderken “Hep böyle çalışacak mıyız?” söylemlerine kafa yoracak yerde, uygun bir zaman gelecek diye beklemeye son verip o akan hayatı biraz yakalamaya çabalamanın nesi kötü olabilir ki?

Bir bilet al!
Bir 'long weekend' uzmanı olmak için öncelikle üç güne masraf etmeyelim mantığından hemen sıyrılmak gerek. Evet biraz masraf edilecek ama şehirde kalarak harcanacakların çok da üzerinde değil. Karayolunu unutun; zaten kısıtlı bir zaman dilimine sahip olduğunuz için uzak destinasyonlarda mutlaka havayolunu tercih edin. Hemen her havayolu şirketi hafta sonlarına özel kampanyalar düzenliyor. Yıl içinde kampanya dönemleri bilet alışverişlerinizi yapmalısınız. Seçtiğiniz hafta sonlarını işaretleyin ve o dönemler için ucuz biletlerden satın alın. Şehir içinde taksiye binme parasına biletler bulacak ve şaşıracaksınız. Bilet aldıktan sonra işin yarısını başardınız demektir. Bilet almak ne yapıp ne edip bu kaçamağı hayata geçirmeye çalışacağınızın da garantisi. İkinci adım ise gideceğiniz yerle ilgili dersinize iyi çalışmak. Mutlaka araştırın, gitmek istediğiniz yerleri ve katılmak istediğiniz aktiviteleri not alın. Az zamanınız olduğu için yol ya da yer arayarak zaman harcamayın, bilinçli ve kendinizden emin bir şekilde gezin. Üç günlüğüne evinizden, işinizden, rutininizden uzaklaşarak hem iş ve özel hayat dengenize, hem de vücut-zihin sağlığınıza çok olumlu bir katkıda bulunacaksınız, emin olun!



Favori haftasonu destinasyonları

Selanik
Ben masraf etmem, uçağa da binmem diyen uzun hafta sonu aşıkları için muhteşem bir lokasyon Selanik. Trenle inanılmaz ucuz bir ücret karşılığında keyifli ve nostaljik bir yolculuk yapıyor, Alexandropoli, Gümülcine ve Kavala’yı geçerek Selanik'e varıyorsunuz. Atatürk'ün doğduğu evin de bulunduğu şehir, tarihi güzellikleri ve atmosferiyle büyüleyici. Yemekler ve mezeler birbirinden güzel. Üstelik meze ve içki fiyatlar çok ucuz. Gitmek için vizeye ihtiyacınız olmaması da bir diğer güzel özellik. Tek yapmanız gereken ekibinizi kurup trene atlamak... Yunanistan sınırından geçtiniz bir kere Selanik'le yetinmeyip Atina'ya ya da her biri birbirinden güzel Yunan Adalarına'da geçebilir ya da bir sonraki long weekened için planlarınızı bu şekilde organize edebilirsiniz. Mykonos, Santorini, Rodos her biri long weekend için biçilmiş kaftan.


(Devamı bir dahaki yazıda)



Hiç yorum yok: