19 Ağustos 2012 Pazar

Bakımlı olmanın yaşı...


Gurme-yazar Sevim Gökyıldız, kozmetik alanında da uzun bir geçmişe sahip. Gökyıldız’a göre bakımlı olmak için genç ya da yaşlı olmak fark etmiyor, hafif bir makyaj, bakımlı eller ve saçlar her kadına yakışıyor.


Sevim Gökyıldız, Türk mutfağının gönül elçilerinden. Bugün Avrupa’da özellikle de Fransa’da Türk Mutfağı hakkında bilinen doğru ve güzel şeyler varsa, kuşkusuz Gökyıldız’ın bun- da katkısı ve emeği büyük. Mutfak Dostları Derneği’nin kurucu üyelerinden Gökyıldız, aynı zamanda derneğin 2. Başkanlığını yürütüyor. Av- rupa Gurmeler Birliği’nin Türkiye kurucularından, ayrıca İtalya’daki Slow- food hareketinin de üyesi. 1944 Adapazarı doğumlu gurme yazarın, mutfağa olan ilgisinin yanı sıra kozme- tikle de uzun yıllardır haşır neşir olduğu biliniyor. Belçika’da ve Fran- sa’da dış ticaret eğitimi aldıktan sonra Lancome ve Aventis firmalarında dış ticaret koordinatörü olarak görev yapan Gökyıldız, her zaman ilgisini çektiğini anlattığı kozmetik alanında uzun yıllar yürüttüğü tercümanlık göreviyle, geçmişten günümüze ürünlerin gelişimi konusunda da derin bilgi sahibi. Sevim Gökyıldız, kozmetiğin yıllar içerisindeki değişimi ve ileri yaşlarda kadınların bakım sırları üzerine sorularımızı yanıtladı.

Bize kozmetik ile ilgili geçmişinizden bahsedebilir misiniz? Lancome markasıyla çalışmaya nasıl başladınız, ne gibi görevler üstlendiniz?
Kozmetik, makyaj, cilt bakımı her zaman ilgimi çekmiştir. 45 senelik çalışma hayatımın, ilk 25 senesi otomotiv sanayinde ve bankacılık sektöründe geçti. Genç yaşta emekli oldum. Yeniden çalışmak üzere değişik, daha keyifli bir sektör arayışındaydım. Kadına hitap eden kozmetik sektörünü tercih etmek istedim. 1985-86 yıllarında Fransız firması Lancome’un Türkiye temsilciliğinde çalıştım. Genel sekreterlik ve estetik kurslarına katılanlara tercümanlık yaptım. Halen benim de o günlerden kazandığım bir sertifikam var.

Geçmişten bugüne baktığınızda ürünlerde ve makyaj yapımında neler değişti?
Bu sektörde takip etmesi bile güç bir gelişme var. Her gün bir yenilik, bir buluş ortaya çıkıyor. Kazancı oldukça fazla bir konu olduğu için, devamlı bilimsel çalışma ve araştır- malar yapılıyor. Makyaj trendleri yıllık periyotlarda değil daha sık ve mevsimlik olarak değişiyor artık.
Benim görüşüm, günümüz kadınlarının artık makyaj kadar cilt bakımına da önem verdikleri yönünde. Eskiden çok yüksek fiyatlardan dolayı ulaşılamayan birçok ürün bugün çok daha ucuz ve oldukça fazla çeşitte. Dolayısıyla her bütçeye, cilt
tipine ve zevke göre ürün bulmak da kolaylaştı.

Son dönemlerde ne gibi yenilikler gözlemlediniz?
Artık her gün cildi koruyacak, daha genç ve daha diri kılacak buluşlar ortaya çıkıyor. Son yıllarda en çok konuşulanlar (‘acide hyaluronique) iyaluronik asit, (collagene) kollajen gibi enzimler oldu. Bu maddeleri içeren çok sayıda krem piyasaya çıktı. Her marka devamlı AR-GE çalışması yapıyor. Son Paris seyahatimde, güzellik ve bakım ürünlerinde dikkatimi çeken iki yenilik gördüm. Birincisi yiyeceklerde olduğu gibi, bakım ürünlerinde de (Bio) doğal ürünler çok satıyor. Bir başka yenilik ise, kozmetik sanayinde butik üretime geçilmiş. Yani dergilerden, reklamlardan tanıdığımız, ünlü, çoğu uluslararası markaların yerini butik üretim yapan marka ya da kişiler almış. Paris’te Galeri Lafayette’de geniş bir stantta şimdiye kadar adını bile duymadığım, yepyeni güzellik ürünleri satışı var. Fabrikasyon yerine butik üretim bu sektörde de göze çarpıyor.


Kadınların bakım ve makyaj anlayışlarında neler değişti sizce?
Özellikle cilt bakımında kadınlar daha bilinçli oldular. Yazılı ve görsel basın, mesela televizyon, kadınlara çok şeyler öğretiyor. Artık cildini temizlemesini, tonik kullanmasını biliyorlar. Eskiden bunları yapan çok fazla insana rastlayamazdınız. Her yaşa, her cilde, her soruna uygun krem bulmak mümkün. Bence bunlar oldukça iyi yönde gelişmeler.

Doğru makyaj nasıl olmalı?
Doğru makyaj için seneler önce, Ajda Pekkan’la yapılan bir söyleşiden aklımda kalan cümleyi söyleyeceğim. Ajda Pekkan saatler süren bir makyajın sonunda, hiç makyaj yapılmamış gibi bir yüzü olmasına dikkat ettiğini söylemişti. Bence de makyaj olabildiğince doğal, aşırıya kaçmadan, belli belirsiz olmalı. Renklere, uyuma çok dikkat edilmeli. Doğal olan güzeldir her zaman.

Gençlerle ilgili bakımlardan sıkça bahsediliyor ama daha ileri yaşlardaki kadınlar biraz ihmal ediliyor sanki. Bu yaş grubunda uygulanması gereken temel bakımlar neler sizce?
Bence cilt bakımı için genç, yaşlı fark etmiyor. Her yaşın kendine göre bakımı şart. Bana göre, cilt vücut sağlığının dışavurumudur. İyi beslenen, sağlığına dikkat eden, huzurlu yaşayanların ciltleri de bakımlı duruyor, geç yaşlanıyor. Bu bir bütündür. Genç yaşlı herkesin yediğine, içtiğine dikkat etmesi, cildini temiz tutması gerekiyor. Kadın her yaşta bakımlı ve güzel olabilir. Yaşlılık kaçınılmaz. Ama yaşlandığını düşünerek kendisini ihmal eden yanlış yapmış olur. Bu devreyi olabildiğince olumlu, hoş yaşamak gerek. Bunun için her gün bir güzellik enstitüsüne gitmek de gerekmiyor. Bakımlı cilt, bakımlı eller, saçlar, hafif bir makyaj bütün kadınlara yakışır. Bunları ihmal etmemek, kendimizi iyi hissetmeye, şımartmaya çalışmak gerekiyor.

İleri yaşlarda kadınlar nasıl makyajlara yönelmeliler? Ne gibi ürünler tercih edilebilir?
Elbette hafif bir makyaj öneriyorum. Çok parlak ve canlı renklerin yerine, pastel renkler tercih etmeliler. En önemlisi tabii ki kaliteli ürünler kullanılması.
Kaliteli ürünler hem sağladığı kullanım kolaylığı, hem de ciltte yarattığı farkla mutlaka kendisini belli eder.
Ruj ve allık benim her zaman vazgeçilmezim iki makyaj ürünüdür. Yüze canlılık ve renk verirler. Ama 60 yaşlarından sonra seçilen renk alev tonlarında bir kırmızı olmamalı mesela. Daha yumuşak tonlara geçiş yapılmalı.

Siz kişisel olarak neler uyguluyorsunuz? Tavsiye edeceğiniz kozmetik ya da bitkisel bakımlar var mı?
Benim yağlı bir cildim var. Dolayısıyla fazla kırışmıyor, bu konuda şanslıyım ama maalesef sarkıyor. Ben de bu sorunlarıma uygun kremler kullanıyorum. Yenilikleri takip ediyorum, araştırıyorum. Kadınlara önerim yaşları kaç olursa olsun mutlaka cilt tiplerini doğru belirleyerek kendilerine uyan kozmetik ürünlere yönelmeleri. En iyi ürünü de kullansanız sizin cilt yapınıza göre değilse hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Denemekten korkmasınlar, yeniliklere açık olsunlar. Teknoloji, kozmetik artık bizim gençlik dönemlerimizin çok daha ilerisinde. Ürün çeşitliliği karşısında şaşırmamak kaybolmamak da imkansız. Mutlaka bir uzmandan yardım almalılar. Ben genç- ken saatlerce güneşte kalırdım. Şimdi çok dikkat ediyorum ve koruyucu krem olmadan güneşe çıkmıyorum. Bu konuya da çok dikkat edilmesi gerekiyor, güneş ışınları artık çok zararlı.

Uzun senelerdir yeme-içme dünyasındaki yoğun çalışmalarınızın yanı sıra kendinize özgü tarzınızı ve dinamik görüntünüzü her zaman koruyorsunuz. Nasıl başarıyorsunuz? Nelere dikkat ediyorsunuz?
Her kadının kendine özel bir stili ve hayat görüşü olmalı. Makyajıyla, giyimiyle, duruşuyla bunu yansıtmalıdır. Bu kesinlikle taklit olmamalıdır. Benim hayat felsefem görüntüme yansıyor. Rahat, gösterişsiz ama değişik ve şık olmak isterim her zaman. Başarabiliyorsam ne mutlu bana!

Yemekler konusunda sizin tavsiyelerinizi almadan olmaz. Cilt için neler tüketmeli, nasıl yemekler yap- malı, nasıl beslenmeli?
Bu konuda beslenme uzmanlarının söylediklerini tekrar edeceğim. Çok su içmek, hafif ve sağlıklı beslenmek en temel öğeler. Yeşil, lifli sebzeler, fazla tatlı olmayan meyveler, az yağlı süt ürünleri ilk başta aklıma gelenler. Her zaman ölçülü tüketmek gerekiyor, bunu bir alışkanlık haline getirmeliler. Ağır tatlılar yerine meyveli tatlılara yönelmek gibi küçük adımlar bile büyük farklılıklar yaratacaktır.

Cildine uzun yıllardır bakım uygulamayan kadınlar nereden başlayabilirler? Yine de sonuç alınması mümkün müdür?
Cilt bakımı temizlikle başlar. Önce uygun bir ürün ile cildi günlük kirlerden arındırarak başlasınlar. Sonra yine uygun tonikle canlandırmalı ve krem ya da serum kullanılmalıdır. Şimdi çok hafif sıvı şeklinde serumlar var. Ağır ve yağlı kremlerin yerini aldılar. Sonuçta yüzünüz 30-40 yaş birden gençleşmiyor tabii ama görüntünüz de iyileşme oluyor. Bu da moralinizi yükseltiyor.

Estetik hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bu konuda da aşırının karşısındayım. Sağlığınıza ve kesenize fazla zarar vermediği müddetçe, bir de sizin görselliğinizi, kişiliğinizi, yüzünü  değiştirmedikçe ufak düzeltmeler yapılabilir. Ama bakışlarınız, gülüşünüz sunileşir, yüzünüz başka bir karaktere dönüşürse bence estetik  gereksiz.

Hiç yorum yok: